Bazen bir gün kötü geçer, bir haber canımızı sıkar ya da bir insanın davranışı içimizi burkar. O an, sanki her şey üstümüze yıkılmış gibi gelir. Zihin, karanlık bir tünele girer ve çıkışı göremez. Oysa ki bu anlar sadece büyük resmin küçücük bir parçasıdır.
Hayat, bir tablo gibi. Yakından bakınca sadece fırça izleri, belirsiz renkler ve karmaşa görürüz. Ama birkaç adım geri çekildiğimizde, o karmaşanın içinde bir anlam, bir kompozisyon, hatta bir güzellik fark ederiz. Acılar, sevinçler, bekleyişler, umutlar... Hepsi bir araya geldiğinde bizi biz yapan hikâyeye dönüşür.
Bütününü görebilmek, sabırla, farkındalıkla ve kalp gözüyle mümkün. Her şeyin bir nedeni olduğunu, her olayın bizi bir yere hazırladığını bilerek yaşamak, içsel huzurun anahtarı olabilir.
Zor anlar geçicidir. Kimi zaman sadece bakış açımızı biraz genişletmemiz yeterlidir. Hayatın bütününe bakabildiğimizde, olan bitenin aslında bizi büyüttüğünü, olgunlaştırdığını ve ileriye taşıdığını fark ederiz.
Ve Günün Sözü:
“Uzaklaşmadan bütünü göremezsin; bazen geriye çekilmek, ileriye gitmenin ilk adımıdır.”