Tam da bu noktada aklıma hep şu deyim gelir: *"Armudun sapı, üzümün çöpü."* Yani kusur ararsan her şeyde bulursun. Mükemmel insanı, kusursuz işi, eksiksiz projeyi beklerken; elimizdeki iyi olanı kaçırır, hiçbir şeyle yetinemez hale geliriz. Modern çağ bize seçenekler sunmakta cömert, ama karar vermekte cimri kılıyor. Her şeyin daha iyisi mümkünmüş gibi bir illüzyona kapılıp elimizdeki değerlere kıymet biçemiyoruz. Bir insanın mizacında ufak bir huy, bir iş teklifinde eksik bir yan hak, bir arkadaşta beklediğimizin dışında bir fikir... Tüm bunlar hemen o kişiyi, işi, fikri gözden çıkarmamız için yeterli oluyor. Ama hayat, kusurların yan yana gelip anlamlı bir bütün oluşturduğu bir mozaik. Belki de bize düşen, armudun sapını da, üzümün çöpünü de olduğu gibi kabul etmek. Çünkü her sap, her çöp bir gerçekliğe, bir deneyime işaret ediyor. Mükemmel olanı değil, bize iyi geleni seçmek; hatalarıyla beraber sevebilmek gerekiyor. Bir gün geriye dönüp baktığımızda, en büyük pişmanlığımız mükemmeli ararken iyiyi kaçırmış olmak olmasın.
*Ve Günün Sözü:* *“Kusursuzu ararken, iyiyi gözden kaçırma.”*