Bazılarımız için iş yapmak, sadece bitirmek değil; en iyisini ortaya koymak, kusursuz bir sonuçla masadan kalkmak anlamına gelir. İşte ben de o insanlardan biriyim. Giriştiğim her işte dört dörtlük olmak istiyorum. Mükemmeliyetçilik, çoğu zaman bana itici bir güç sağlıyor. Ama bazen de içimdeki sesi bastırıyor, huzursuzluk yaratıyor.
Bir işi yüzde yüz doğru yapmadan teslim etmek bana göre değil. Ama şunu da biliyorum ki, bazen “yeterince iyi” olmak, “mükemmel” olmaktan daha gerçekçi ve sağlıklı. Çünkü hayatta her şey bizim kontrolümüzde değil. Her detaya hâkim olmak, her şeyi planlamak mümkün değil. Bazen akışa bırakmak, hata yapma hakkını kendimize tanımak gerekiyor.
Mükemmeliyetçiliği tamamen bırakmak zor ama onunla barışmak mümkün. Mükemmel olmasak da değerliyiz. Eksiklerimizle de tamamız.