Anasayfa
Yazarlar
Hakan Yeşil
Yazı Detayı
Bu yazı 2624+ kez okundu.
Memlekete Uçmak Lüks Oldu, Gönlümüz Yine Yollarda
Avrupa’dan bir gurbetçi kalemiyle
Yaz ayları yaklaşırken, Avrupa’da yaşayan milyonlarca gurbetçinin kalbinde aynı heyecan başlar: memleket özlemi…
Annenin yaptığı o taze yemeğin kokusu, babanın gölgesinde dinlenilen avlu, çocukken koştuğun sokaklar... Ve yıllardır uzak kalınan topraklara yeniden ayak basma hayali.
Ama ne yazık ki, bu hayal artık her sene biraz daha pahalıya mal oluyor.
Avrupa’da hayat, dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Kiralar uçmuş, market poşetleri hafiflemiş, insanlar ay sonunu zor getirir olmuş. Üstüne bir de Türkiye’ye gitmenin maliyeti eklenince, gurbetçinin yükü iyice ağırlaşıyor.
Özellikle yaz sezonunda uçak biletleri öyle fahiş fiyatlara ulaşıyor ki, dört kişilik bir ailenin yalnızca uçak masrafı 2.500 euroyu buluyor. Bu rakam, birçok gurbetçi için yalnızca bir hayal demek.
---
Direksiyon başında, gözyaşı içinde...
Bu yüzden bu yıl da gurbetçinin yolu kara yollarına düşecek.
Sabahın erken saatlerinde arabaya binilecek, kilometrelerce yol katedilecek. Kavurucu sıcak, uykusuzluk, yorgunluk… Ama içten içe bir sevinç olacak kalpte:
“Memleketime gidiyorum” duygusu.
Arabayla gitmek hâlâ en hesaplı yol.
Tek yön yakıt ve yol masrafları 300-400 euro civarında.
Zahmeti çok, ama insanın kendi toprağına kavuşması parayla ölçülmez.
---
Türkiye’de tatil mi? Cüzdanda yangın var
Ama memlekete vardığınızda da başka bir gerçekle yüzleşiliyor:
Fahiş otel fiyatları, el yakan araba kiralama ücretleri, bir lokantada yenilen yemeğin bedeli neredeyse Avrupa’daki lüks restoranla yarışıyor.
Tatil yapmak artık dinlenmek değil, adeta bir ekonomik mücadele haline geldi.
---
En çok da bu yaralıyor: Sosyal medyada linç
Ve belki de en çok yaralayan şey bu değil...
Son yıllarda sosyal medyada bazı kendini bilmezler, Avrupalı Türklere cephe alıyor.
Kibirli, şımarık, gösteriş meraklısı gibi yaftalanan insanlar aslında, sabah akşam çalışan, çocuğuna Türkçeyi unutturmamaya çalışan, yıllık iznini sevdikleriyle geçirmek isteyen sade vatandaşlar.
Onların yüreğinde yalnızca bir his var:
“Biz bu toprakları unutmadık, siz de bizi unutmayın.”
---
Gurbetçinin çağrısı: "Bizi duyun artık"
Avrupalı Türkler artık seslerinin duyulmasını istiyor.
Ulaştırma ve Turizm Bakanlıkları başta olmak üzere, yetkililerden beklenti, bu insanlara hak ettikleri değeri vermeleri. Çünkü onlar yalnızca yolcu değil; döviz getiren, kültürü taşıyan, bağlılığı hiç koparmayan bir köprüdür.
---
Yol uzun, özlem büyük...
Bu yaz yine sınır kapılarında uzun kuyruklar olacak.
Otoyollarda gurbetçi konvoyları…
Yine arabada uyuyan çocuklar, bagajda sarmalar, yol üstünde hasretle durulan benzinlikler...
Ve belki de yine, direksiyon başında sessizce akan gözyaşları…
Ama bu yolun sonunda sevdiklerimize sarılmak var.
İşte bu yüzden, her şeye rağmen, biz yine yollara düşeceğiz.
Yeter ki bir gün bu yol biraz daha kolay, biraz daha adil, biraz daha sıcak olsun...
✍️ Hakan Yeşil
Ekleme
Tarihi: 13 Temmuz 2025 -Pazar

Memlekete Uçmak Lüks Oldu, Gönlümüz Yine Yollarda
Avrupa’dan bir gurbetçi kalemiyle
Yaz ayları yaklaşırken, Avrupa’da yaşayan milyonlarca gurbetçinin kalbinde aynı heyecan başlar: memleket özlemi…
Annenin yaptığı o taze yemeğin kokusu, babanın gölgesinde dinlenilen avlu, çocukken koştuğun sokaklar... Ve yıllardır uzak kalınan topraklara yeniden ayak basma hayali.
Ama ne yazık ki, bu hayal artık her sene biraz daha pahalıya mal oluyor.
Avrupa’da hayat, dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Kiralar uçmuş, market poşetleri hafiflemiş, insanlar ay sonunu zor getirir olmuş. Üstüne bir de Türkiye’ye gitmenin maliyeti eklenince, gurbetçinin yükü iyice ağırlaşıyor.
Özellikle yaz sezonunda uçak biletleri öyle fahiş fiyatlara ulaşıyor ki, dört kişilik bir ailenin yalnızca uçak masrafı 2.500 euroyu buluyor. Bu rakam, birçok gurbetçi için yalnızca bir hayal demek.
---
Direksiyon başında, gözyaşı içinde...
Bu yüzden bu yıl da gurbetçinin yolu kara yollarına düşecek.
Sabahın erken saatlerinde arabaya binilecek, kilometrelerce yol katedilecek. Kavurucu sıcak, uykusuzluk, yorgunluk… Ama içten içe bir sevinç olacak kalpte:
“Memleketime gidiyorum” duygusu.
Arabayla gitmek hâlâ en hesaplı yol.
Tek yön yakıt ve yol masrafları 300-400 euro civarında.
Zahmeti çok, ama insanın kendi toprağına kavuşması parayla ölçülmez.
---
Türkiye’de tatil mi? Cüzdanda yangın var
Ama memlekete vardığınızda da başka bir gerçekle yüzleşiliyor:
Fahiş otel fiyatları, el yakan araba kiralama ücretleri, bir lokantada yenilen yemeğin bedeli neredeyse Avrupa’daki lüks restoranla yarışıyor.
Tatil yapmak artık dinlenmek değil, adeta bir ekonomik mücadele haline geldi.
---
En çok da bu yaralıyor: Sosyal medyada linç
Ve belki de en çok yaralayan şey bu değil...
Son yıllarda sosyal medyada bazı kendini bilmezler, Avrupalı Türklere cephe alıyor.
Kibirli, şımarık, gösteriş meraklısı gibi yaftalanan insanlar aslında, sabah akşam çalışan, çocuğuna Türkçeyi unutturmamaya çalışan, yıllık iznini sevdikleriyle geçirmek isteyen sade vatandaşlar.
Onların yüreğinde yalnızca bir his var:
“Biz bu toprakları unutmadık, siz de bizi unutmayın.”
---
Gurbetçinin çağrısı: "Bizi duyun artık"
Avrupalı Türkler artık seslerinin duyulmasını istiyor.
Ulaştırma ve Turizm Bakanlıkları başta olmak üzere, yetkililerden beklenti, bu insanlara hak ettikleri değeri vermeleri. Çünkü onlar yalnızca yolcu değil; döviz getiren, kültürü taşıyan, bağlılığı hiç koparmayan bir köprüdür.
---
Yol uzun, özlem büyük...
Bu yaz yine sınır kapılarında uzun kuyruklar olacak.
Otoyollarda gurbetçi konvoyları…
Yine arabada uyuyan çocuklar, bagajda sarmalar, yol üstünde hasretle durulan benzinlikler...
Ve belki de yine, direksiyon başında sessizce akan gözyaşları…
Ama bu yolun sonunda sevdiklerimize sarılmak var.
İşte bu yüzden, her şeye rağmen, biz yine yollara düşeceğiz.
Yeter ki bir gün bu yol biraz daha kolay, biraz daha adil, biraz daha sıcak olsun...
✍️ Hakan Yeşil
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.